Güneşi doğurmadan üzerine kalktı. El yordamıyla giyindi. Yalapşap bişiler attı ağzına. Traş olmaya gerek yoktu. Neredeydi bu kahrolasıca yeleği? hah buldu. Bu saatte fırında açık değildir ki diye düşündü. Olsundu. Evden bir iki parça yiyecek bişiler aldı yanına... Deniz ne kadar da süt limandı... Bu sessizliği pancar motor bozacaktı... Olsundu...
Balık tutası vardı hemde çok. Ama tutamasa da farketmezdi. Kırağı yağmış teknede oturduğu yer kıçını ıslatmıştı. Buna bile aldırmadan yol aldı. Pata pata pata... Kimsecikler yoktu denizde... ne balıkçılar ne balıklar... Erken kalkmış olmak onu mutlu etti. birkaç saat sonra güneşin doğuşunu seyre daldığında, oltaya balık vurduğunu farketti. Nereden çıkmıştı bu balık şimdi? tam da güneşi doğururken? ufak bir hanos güneşi görmek istemişti herhalde... Çekti sandala...
Bir iki saatin hasılatı; bir ispari bir kaya balığı 3 hanos. Kaya balığı geldiği yere döndü diğerleri kovada... Vakit dönme vakti...
Vosmanius
Cumartesi, Mart 29, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Bloğunuzdaki kalite için kutlarım.
Sayın Ali Zafer Bey,
Benim için çok önemli olan yorumunuza sonsuz teşekkürler.
Saygılarımla
Yorum Gönder