Perşembe, Aralık 30, 2004

Mutlu Yıllar

Geldik bir senenin daha sonuna… Nasıl geçtiğini anlayamadan, doya doya tadını çıkartamadan bir sene daha bitti. Mutlulukları ile hüzünleriyle koskoca bir üçyüzaltmışbeş gün daha geçti, gitti. Aslında bir önceki sene de böyle geçmemiş miydi? Ocak, Temmuz Aralık hop! Gitti bir sene daha…

Bir sene nedir ki? Bir hayatı dolu dolu yaşabildik mi? Acaba aklımızda en ufak bir soru işareti kaldı mı? Mesele budur. İnsan hayatı boyunca birçok şeyi arzular ve ulaşabilmek için çabalar. Kimisi amaca ulaşır, kimisi yanına bile yaklaşamaz. Kimi insanlar da sürekli arzu içindedir ama çabalama kısmı çok zayıftır. Bu insan tipi hiçbir şeyden memnun olmaz ama her şeyi ister. Hak etsin veya etmesin onlar dünyanın merkezidir. Aksi düşünülemez. Üretmeden tüketmek için programlanmış birer robot gibidir onlar. Aman siz siz olun üreterek tüketin. Çünkü unutmayın ki bu hayatın joker hakkı yok. Ne telefonla sorabilme hakkınız, ne yarı yarıya hakkınız ne de seyirciye sorma hakkınız. Vakit çok çabuk geçiyor. Bir büyüğüm bana insanların yaşadıkları müddetçe iz bırakmalarının elzem olduğunu söylemişti. Hakikaten de dünya üzerinde milyarlarca insan içinde, hiç göze batmayanlar da var ve kesinlikle de azınlık değiller.

Seneler gelip geçtikçe eskiye olan özlem artsa da siz siz olun bari bu sene iz bırakacak bir şeyler yapma çabasında olun. Yeni yıl size bu gücü, kuvveti, isteği, azmi versin. Elbette her sene olduğu gibi, yeni sene dünya ya barışı, hoşgörüyü, sevgiyi getirsin. Hiçbir çocuk hastalanmasın, Anneler ve Babalar ağlamasın. Kısa yoldan zenginlik hayalleri, kapkaç, hırsızlık ve hortumculuk artık tarih olsun.

Hepinizin yeni yılı kutlu olsun.


Hiç yorum yok: