Pazartesi, Ocak 31, 2005

Devrim


devrim

Bir evvelki haberi sayfama taşırken, neden biz Türkler kendi arabamızı yapamıyoruz diye düşünmekten alamadım kendimi sonra, aklıma Devrim geldi... Devrim ilk Türk otomobiliydi. Fakat çok bahtsızdı... Çok entrikalar döndü etrafında, şimdilerde Eskişehir'de bir depoda çürümek üzere terkedildi... İşte Devrim'in hikayesi...

Yıl 1961... Cemal Gürsel cuntası işbaşındadır ve Menderes idam edileli kısa süre olmuştur. Çeşitli firmalarda çalışan 23 tecrübeli Türk mühendisi, kendilerine gönderilen ayrı ayrı mektuplarla "mühim bir konuyu istişare etmek üzere" Ulaştırma Bakanlığı’na davet edilirler. Bu insanların bazıları yurt dışında görev yapmaktadır; ancak mesajı alan herkes "devletin isteği başımız üstüne" diyerek isini gücünü bırakıp Ankara ya gelir.
O yılın 16 Haziran’ında bakanlıkta bir araya gelen mühendislere, bizzat Cemal Gürsel den gelen "çok gizli" damgalı bir emir okunacaktır: "Bu yılın Cumhuriyet Bayramı törenlerinde halkımızın görüş ve takdirlerine sunulmak üzere, hem tasarımı hem de malzeme olarak tamamen yerli mali bir otomobil üretmenizi istiyorum."
O gün orada bulunan 23 mühendis bu emri "Türk insaninin makus talihine karşı bir meydan okuma" olarak algılarlar. En küçük bir tereddüt ya da endişe sergilenmeksizin derhal ise başlanır. Çalışma mekanı olarak Devlet Demiryollarının Eskişehir’deki Cer Atölyesi seçilir. Zaman müthiş dardır, Cumhuriyet Bayramı’na kadar yalnızca 129 günü vardır ekibin...
Günde bir kaç saat uyuyarak ve bu süre zarfında tesislerden hiç ayrılmaksızın, modeli tümüyle kendilerine ait olan, tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş, 4 silindirli ve direksiyondan vitesli harika bir "aile otomobili" yaparlar kahramanlarımız. Hem de bir tane değil, tam üç tane!
Üç araç da insanüstü bir çabanın sonucunda 28 Ekim aksam saatlerinde tamamlanmıştır. Araçlara "Devrim 1", "Devrim 2" ve "Devrim 3" adi verilir. Mühendislerden biri Cumhurbaşkanı’nın alternatif bir renk isteyebileceğini düşünerek, araçlardan birinin siyah olmasını teklif eder. Böylelikle, iki araç krem rengi kalırken, üçüncüsü ise onu 29 Ekim gece yarısı Ankara ya götüren "Karakurt" treninde binbir güçlük içinde siyaha boyanır.
Depolarında, trendeki güvenlik kuralları gereği hiç benzin bulunmayan "Devrim"ler, 29 Ekim törenlerinde Cemal Gürsel e hipodrom önünde kıl payı yetiştirilir. Çevresinde yarattığı panik ortamıyla araçlara doğru düzgün bir benzin ikmali yapılma şansı dahi tanımayan Milli şef, bindiği krem renkli "Devrim"den inip siyah "Devrim"e geçince, aracın zaten az miktarda olan benzini de biraz sonra biter. Ve siyah "Devrim" durur.
Gürsel in, şoför koltuğundaki mühendise sorusu kısa ve nettir: "Ne oldu?"
Şoför, "Benzin bitti Paşam" der korkarak. Bunun üzerine "Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şark kafasıyla benzin koymayı unutuyorsunuz" diyerek hışımla aracı terk eder Gürsel. Oysa, o aracı yapmayı başaranlar deposuna benzin koymayı da bilmektedirler elbette. Fakat, kimse aksiliğin yaşanan panikten kaynaklandığını cunta liderine anlatamaz ve "Devrim ler" daha doğdukları gün bizzat devlet eliyle öldürülürler. Arkalarında, kendilerine doğru düzgün bir teşekkür bile edilmemiş 23 tane gözü pek mühendisi bırakarak...

Aradan geçen yıllarda Eskişehir DDY tesislerinin, hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlara vagon ve makine üreten bir dev bir devlet şirketine dönüşen "Tülomsas" adini alan şirketin bahçesindeki bir depoda, tamamen orada çalışan insanların özverisiyle korunmaya çalışılan "Devrim 1", kendi hakkında sarf edilen onca hakaret cümlesine inat, adeta akilli bir varlık gibi yok oluşa direndi. İlginçtir ki diğer iki Devrim bir şekilde Ankara'ya gitti ve bir daha her ikisinden de haber alınamadı. Bir rivayete göre metal presinde hayatlarına son verildi. Benim şahsi komplo teorim ise bir koleksiyonere satıldı. (açıkçası buna inanmayı çok istiyorum... En azından hala hayata direniyorlardır diyorum kendimce)
Son sevindirici olay ise, 2002 Nisanında Tülomsas Genel Müdürü Dilaver Zeki Daloğlu' nun direktifleriyle tesisin bahçesinde bir "mini müze" oluşturulmuş ve "Devrim" bu müzede yıpratıcı iklim koşullardan etkilenmeyeceği camekanlı bir bölüme konulmuş. Yalnız "Devrim" de değil, "Devrim"i 29 Ekim 1961 de Ankara ya taşıyan ünlü "Karakurt" lokomotifi ve diğer bazı tarihsel değeri olan araçlar da orada toplanmış. "Devrim i", bu ülkede toplu iğne bile üretilemediği bir dönemde Türk mühendisleri yaptı.

Devrim'in teknik özellikleri ise şöyle ;
İmal Tarihi : 1961
Ağırlık : 1250 kg.
Uzunluk : 4500 mm.
Genişlik : 1800 mm.
Yükseklik : 1550 mm.
İmal Yeri : Eskişehir Demiryolu Fabrikası
İmal Süresi : 4,5 ay
Üretim Sayısı : 4 Adet Binek Otomobili
10 Adet Motor : 4 adet A4L tipi 3 adet A4T tipi 3 adet B3T tipi
7 Adet Şanzuman : 3 adet A tipi 4 adet B tipi
Silindir Sayısı : 4
Silindir Çapı : 81 mm.
Silindir Hacmi : 20 70 cm
Strok : 100 mm.
Kompresyon : 6,8 : 1
Güç : 50 HP
Devir : 3600 d/d
Karakteristik : Dört zamanlı,


Kaynak : www.galeriden.com, www.hekimce.com, autoshow dergisi


Hiç yorum yok: