Salı, Temmuz 22, 2008

Aynadaki Kadın

Ressam : Gülgün Tüzün "Aynadaki Kadın"

Sabah vakti aynanın karşısındaydı. Endamına baktı. Renk uyumuna biraz. Gözlerin etrafındaki çizgilere... Şöyle bir savurdu saçlarını... Eskiyi hatırladı. Hala da mihrap yerinde diye düşündü. Mahalledeki delikanlıların onu gördüğündeki heyecanlarını anımsadı... Aynadaki Kadın saçlarını savururken, eski aşklarını anımsadı ve acı acı gülümsedi. Oktay geldi aklına. Ne kadar çok sevmiştiler birbirlerini... Fakat onca sene flörte rağmen Aynadaki Kadın ani bir kararla, Konsoloslukta çalışan bir yabancı ile dünya evine girmişti. Oktay çok mücadele etmiş ama vazgeçirememişti. İlginç bir hikayeydi.

Aynadaki Kadın, Konsoloslukta çalışan adamla evlenip, onun memleketine gitmiş, fakat büyük aşkını hiç mi unutamamıştı. Arada büyük aşkı ile konuşup karşılıklı acılar çekmişlerdi. Yıllar sonra Aynadaki Kadın yabancı eşinden ayrılıp, yine aynı mahalleye taşındığında, Oktay'da yuvasını kurmuş aynı mahallede yaşıyordu. Zor bir durumdu. Yıllar sonra yine karşı karşıya gelmişler ama birşey konuşamadan zıt yönlere gitmişlerdi.

Aynadaki kadın ayna karşısında, üzerini başını toparlayıp, saçtığı hatıralarını tekrardan bilincinin altına yerleştirip, evden çıktı. mahallede yürürken, gençliğinin geçtiği yerlere şöyle bir göz ucuyla bakıp, yıllar önce sebebini bilemediği bir sebeple ortada bıraktığı Oktay'ın da yer aldığı mezarlığa yöneldi. Her sene geldiği gibi yine huzura geldi. Belki günah çıkartmaya, belki de özür dilemeye... Bu saatten sonra çok bişi değiştirmesede gelişi, geliyordu işte... Keşke'lerle hayat geçmez en azından bunu öğrendi Aynadaki Kadın.

Kalın Sağlıcakla,

Vosmanius


Hiç yorum yok: