Çarşamba, Ocak 19, 2005

İyi Bayramlar

Yine bir telaştır aldı buraları… Topluluktaki en kıdemlimiz uzaklara bakıp bakıp iç geçiriyor…
Geçenlerde sordum… Niye bu kadar düşüncelisiniz? Nedir sizi üzen? Boşver zamanı geldiğinde öğrenirsin dedi.
Bir sabah erkenden uyandırdılar bizleri… kamyonlara yüklediler… İçimizden bir tanesi büyükşehire gidiyoruz dedi.
İçten içe sevindim… üzerimize sıkı sıkı bir branda örttüler… düştük yollara… Büyükşehir’e daha evvel de akrabalarım göç etmişti… Ama hiç haber gelmedi onlardan… olsun varsın belki gittiğimde görürüm onları…

Uzun bir yolculuk sonrası panayır yeri gibi bir yere geldik… Çadırlarımıza yerleştik… Kampı hep sevmişimdir… Mahşeri bir kalabalık var burada…En kıdemlimiz bizi etrafına topladı… aynı çadırı paylaştık… Birkaç gün sonra insanlar gelmeye başladı kamp alanımıza… benim ve diğer arkadaşlarımın orasını burasını mıncıklayıp bir tanemizde karar kılıp, çobanımızla kollarını kopartırcasına el sıkışmalar falan… Anlam veremediğim hareketler doğrusu…

Bir çoğumuz insanlar tarafından alınıp götürüldük… En kıdemlimiz ve ben kaldık kamp alanında… İnsanlar gelmeyi kesti. Kamyonumuz geldi köyümüze geri döndük… Açıkçası ben hiçbirşey anlamadım bu geziden onca arkadaşım nereye gitti?

Köye geri döndüğümüzde bayram diye birşeyden bahsettiler… bu bayramın bir tatlısı bir kanlısı varmış biz kanlı olanı kutluyormuşuz… Ne demekse? Sonra Kıdemlimizden tatlı bayramda şeker yendiğini kanlı bayramda bizlerin yendiğini öğrendim. Esasen maddi gücü olanlar, bizleri kesip, ihtiyaç sahiplerine dağıtırmışlar ama şimdilerde herkes kendi için bizleri keser olmuş… Postlarımız bile kavga sebebiymiş… Bizler çok mübarek hayvanlarmışız ve bu durumu olgunlukla karşılamak durumundaymışız. Eh peki madem. Ben bu sene yırttım. Ama seneye bilemem…

Hepinize mutlu bayramlar…

Koç Rıza

Hiç yorum yok: