Pazartesi, Ocak 31, 2005

Bir Türk'ün Turist olarak Portresi

Okuyacağınız haber sabah sabah beni çok güldürdü... İnanılmaz yerinde tespitler... Eee Tespitleri yapan 25 yıllık turist rehberi Cem Polatoğlu. Meslek yaşamında 70'ten fazla ülke dolaşmış... Anlayacağınız gözlem için fazlasıyla vakti ve malzemesi olmuş :-)

"Türkiye'de yurt dışı turların 1993-95 yılları civarında İstanbul çıkışlı ve otobüsle yapılan İtalya turlarıyla başladığını anlatan Polatoğlu, Türkler'in daha sonra Türkiye'ye gelen turistlerin dönüş uçaklarıyla Paris, İspanya (Madrid-Barcelona), Prag, Budapeşte, Viyana, Mısır, Tunus'a yöneldiklerini belirtti.
Bu turlara katılanların daha sonra ya tarifeli seferlerle Kuzey Amerika, Güney Amerika, Uzakdoğu, Avustralya, Güney Afrika'yı gördüklerini ifade eden Polatoğlu, bugün tur acentelerinin satış portföyünde Zanzibar, Sharm El Sheik, Tahiti-Moorea, Cape-Verde, Hawai-Maui, Cancun, Kota Kinabalu, Bora-Bora, Aruba, Langkawi, Koh Samui, Catania gibi tatil yerleri bulunduğunu kaydetti.
Polatoğlu, bu sürede 70'ten fazla ülkeye Türk turist grubu götürdüğünü, bu turlar sırasında Türk turist tiplerini de gözlemleme ve kategorize etme fırsatı bulduğunu bildirdi. Polatoğlu, Türk turist profilini şöyle değerlendirdi:

KOLAY ZENGİN OLANLAR: Dil bilmezler. Tur için ödedikleri parayla oteli ve rehberi de satın aldıklarını düşünürler. Tuzluk isterken bile sizi “Hey, Pıştt gel gel... Tuzluk.. tuzluk...” diye çağırırlar. Ceplerinde 100 dolarlık tomarlar taşır ve herkese göstere göstere dolaşır. Ekstra turların hepsine “Neyse parası verelim” diyerek katılırlar. Anlattıklarınıza değil ama “efendiliğinize” (yağcılığınıza) not verirler. Genelde Milano, Paris gibi yerlere 2-3 kez giderler. Rehbere ilk sordukları soru “Gucci, Emperio, Armani nerede?”dir. Hep geç kalır, hiç özür dilemezler. Serbest zamanlarda alışverişte tercümanlık yapmanızı isterler. Bahşiş, şahsına gösterdiğiniz “özel” ilgiyle sınırlıdır.

ZENGİN DULLAR: Dil bilmezler. Geziye en az 3-4 kadın arkadaş katılırlar. Otelin lokantasında hep arka masalarda yer ararlar. Tüm eğlence turlarına katılırlar. Şehirde kaybolabilirler, yardım da istemezler ama özlerinde grup disiplinleri vardır. Neşelidirler, güler yüzlüdürler. Biraz iltifat, biraz nezaket gönüllerini almak için yeterlidir. İyi bahşiş bırakırlar.

KARI-KOCA ÇALIŞAN GENÇ ÇİFTLER: Yazın deniz-kum-güneş, kışın kayak veya kültürel turları seçerler. Henüz “uzaklara” güçleri yetmediğinden Avrupacıdırlar. Ücretsiz olan şehir turlarının en ilgilileri ve bilgilileridir. Tura gelmeden en az sizin anlatacağınız kadar derslerini çalışmışlardır. Dil bilirler. Ekstra turlara katılmazlar. Bazen astarı yüzünden pahalıya çıksa da, yollarda sürünseler de herşeyi kendileri “keşfetmek” isterler. Ne onlar rehberin, ne de rehber onların adını ezberler. Eğer şikayet edecek bir şey buldularsa yandınız. Tüm internet sitelerinde, gazetelerin tüketici köşelerinde, TÜRSAB'ta, Bakanlıkta dilekçeler en abartılı halleriyle dolaşır. Bahşiş vermezler.

KIZ-KIZA TATİLCİLER: Bazen grup halinde tura katılırlar, İlk soruları gece nerede eğlenecekleridir. En popüler barlar ve restoranlar not edildikten sonra bir daha kendilerini havaalanı dönüş transferinde görürsünüz.

ERKEK-ERKEĞE TATİLCİLER: Çok nadir de olsa grup turlarına katılırlar. Gündüzleri değil ama geceleri rehberleri yanlarından ayrılsın istemezler.

BAYİİ, PROMOSYON GRUPLARI: Genellikle Anadolu'daki erkek bayilerdir. Sochi, Yalta, Moldova, Pattaya en gözde mekanlarıdır. Şehir turunu dahi istemezler. Bir an önce “iş”lerine bakmak isterler. Gidilen ülkenin sadece oteli, lobisi, lokantası ve odası ”Görülecek yerler” arasındadır. Disiplin mi? Uçağı kaçırmasın yeter.

EMEKLİLER: Çoğunluğu öğretmen veya asker emeklisidir. Çocuklarını iyi yetiştirmişlerdir ve şimdi “gezme” zamanıdır. Rehberlerin gözdesidirler. Biraz ilgi, biraz saygı onları mutlu etmeye yeter. Ellerinden geldiğince bahşiş bırakırlar. Çok disiplinlidirler.

ZENGİNLER KULÜBÜ: İsmi zor telaffuz edilen yerler tercihleridir. En gözde mekanlarda, en bildikleri yemekleri yerler ama bilmedikleri en pahalı şarabı açtırırlar. Bazen şaraptan anlamasalar da “geri göndermenin hazzını” yaşamak isterler. 3 günlük tura 3, 4 günlük tura 4 bavulla çıkarlar. Dönüşte bavullarının içindeki ikiz bavullar devrededir. Ya hiç bahşiş vermezler ya da abartılı bahşiş bırakırlar.

SANATÇILAR, SİYASİLER: Asla grup turlarına katılmazlar, “Tailor made” yani özel istek üzerine hazırlanan turları veya 5 yıldızlı otelleri tercih ederler. Bayram, yılbaşı gibi dönemlerde Paris, Roma gibi Türklerin yoğun olduğu bölgelere adım atmazlar. En iyi restoranlarda en iyi yemekleri seçerler. Standart şarap içerler.

BALAYI TURLARI, SEVGİLİLER: Gönülleri zengindir. İsteklerine 10 bin dolarlık Bora-Bora, Tahiti-Moorea veya Zanzibar'dan başlarlar. Business-clas uçuş, deniz uçağıyla adaya iniş, limuzinle otel transferi, deniz üstü bungalovla devam ederler. Sonuçta yüzde 90'ı bizim 200-300 dolarlık standart Sharm El Sheikh veya İtalya paket turlarını tercih ederler.

VIP, SOSYETE VEYA ELİT TABİR EDİLENLER: Birkaç dili birlikte konuşabilirler. Onlar da “tailor made” turları veya butik otelleri tercih ederler. Bildikleri şarapları ısmarlarlar. Turda hediyelik eşya dışında hiç alışveriş yapmazlar. Alışveriş için ayrıca yurtdışına çıkarlar. Abartısız ama iyi bahşiş bırakırlar."

Kaynak : www.hurriyetim.com.tr

Hiç yorum yok: