Cuma, Nisan 11, 2008

Eski Defterler

"fotoğraf : Wowturkey.com / Ben bu kadar eskisini hatırlamamakla beraber, resim hoşuma gittiği için kullanmak istedim."

Sene kaç hatırlamıyorum. birkaç genç Kadıköy Bostancı'da adına "merkez" dedikleri bir yerde her cuma akşamüstü toplanıp demlenirlerdi. İlk zamanlar Bostancı sabit pazar'ın şu an otopark kısmında. Sonraları sanıyorum Kasaplar Çarşısı köprüsünün dibinde şu an bi sürü kokoreçci olan yerde. O zamanlar sahil yolu yok ama başlanmış... Her Cuma toplanan gençler herşeyden her telden konuşuyorlar... Sami, idealleri olan ve bir çeşit komünizme sempatisi olan bir Malatya'lı. Ercan, Batman doğumlu ve insanlık, hakça yaşam için fikirleri ile aşka inanan bir genç. Erol, mizahı ile düşünceleri ile İstanbul doğumlu. Fikret, ileride yasadışı işler yapacağı belli bir genç. Anadolu'nun bağrından gelmiş birçok kişi daha ile sayıları 5 ila 7'yi geçmeyecek bu gençler, aldıkları alkolün de etkisi ile "merkez"de boylarından büyük konuları irdeleyip, gecenin sonunda Ahmet Kaya'dan çok yanık bir şarkı ile sessizce evlerine dağılırdı. Sami'nin enteresan fikirleri ile aslında devlet yönetmenin eşitlik ilkesi ile olduğuna, Ercan'ın anlattıkları ile ihmalkarlığın büyük sorunlar yaratabileceğini, Cebeci'nin aşk, kadınlar üzerine anlattıklarının bire bin katmak olduğunun farkında kendilerine paylar çıkarabileceklerini, Fikret'in anlattıkları ile nasıl dikkatli bireyler olunabileceğini, Erol'un anlattıkları ile nasıl gülünebileceğini anlarlar ve hoş bir şarkı ile sarmaş dolaş olup kardeşliği tüm benlikleri ile hisseder kendilerince tüm sorulara cevap bulmuş şekilde evlerine doğru yol alırlardı.

Bu akşam birden bire aklıma gelen bu anımı sizlerle paylaşmak istedim. Neden mi? İsimlerini zikrettiğim arkadaşların paylaşımları, yaşanılanlar ve gelinen durum açısından :

Sami : Amcasının marketinde üç kuruş paraya köle gibi çalıştı.

Ercan : Bostancı sabit pazarda tezgah açarak başladığı iş hayatına 3 dükkan ekledi. Pazarın başkanı oldu. Pazarın lav edilmesi sonucu güzel bir yerde bir dükkan açıp oyuncak satmaya devam etti.

Erol : Yıllarca ailesi ile çalışıp, otuzlu yaşların ortasında kendi kanatları ile uçmaya karar verdi. İstanbul'u terk etti.

Fikret : Okulu tamamlamayıp, yasadışı işlere bulaştı. Bir çete kavgasında bıçaklanarak öldürüldü.

Cebeci : Panjur işine girdi. Çelik kapı, alüminyum pencere ve sonrasında dekorasyon işlerine daldı. Sonraları bir takım krizleri atlamayarak dükkanını kapatmak zorunda kaldı.

Ortak hayaller, hayal olarak kaldı. Ama o yaşananlar çok ama çok müstesna olarak kaldı. Yıllar oldu bu arkadaşlar bir araya gelemedi. Şu an aramamızda olmayan rahmet istedi. Diğerlerinin ise kulakları çınladı sanırım.

Kalın Sağlıcakla,

Vosmanius

Hiç yorum yok: